Bizim Hikayemiz
2 Mühendis ve 2 çocuktan oluşan bir çekirdek aileden MERHABA... Ben Sevde ve eşim Burhan… Biz kesinlikle birbirinden çok farklı uzmanlıklara ve kişisel özelliklere sahip meslektaşlar olarak(hem de aynı tedrisattan geçmişken) bu ailede ANNE-BABA olarak görev alıyoruz. Eşim en karmaşık Yöneylem formüllerini hiç kullanmadığı halde hatırlarken, ben profesörün o formülleri anlattığı sırada henüz konuyu kavrayamamış öğrencilerin isimlerini bugün gibi teker teker sayabiliyorum. 2006 yılında farklı şehirlerde yaşarken mesafelerin önemsiz olduğuna inanmanın gücü ile evlendik. 28.05.2013 tarihinde ilk oğlumuz bize hayatın en güzel sıfatlarını verene kadar yoğun bir iş hayatı, lisans üstü eğitimler, yurtiçi yurtdışı seyahatler, dalış-basketbol-okçuluk gibi spor aktiviteleri ile hayatımızı birlikte yeniden inşa ettik. Bu zaman içerisinde anladık ki çok farklıyız ama hayal gücü, çalışkanlık, yüksek motivasyon, hedefsiz duramama gibi ortak becerilerimiz var. 28.05.2013 günü ilk mucizemizi elimize aldığımızda çok hızlı bir şekilde onu da hayatımızın gerçeği yaptık. Henüz bebeğimiz 20 günlükken şoför koltuğuna oturdum. Bir dizi tatil aktivitesi derken yurtdışı seyahati, konuşmayı bile bilmeyen bebek ile gidilen konserler, tarih ve edebiyat seminerleri… liste uzayıp gider çünkü ilk oğlum doğduğu andan itibaren çok şanslı, bereketli bir çocuktu.
İlk ayların şokunu atlatıp temel hayatta kalma becerilerini de geliştirdikten sonra yavaştan eğitim hayatı ile ilgili planlar yapmaya başladık. Profesyonellere danışıp eğitim yaşını belirledikten sonra meslek icabı bir bütçe çalışması oluşturduk. Bu çalışmaya göre oğlumuz için bir yatırım yapmamız gerekiyordu. Ancak ne kadar hendese zihniyetli olsam da edebiyatçı genlerim ve her şeye mana yükleme alışkanlığım vardır. Bu yüzden olmalı, eşimin önerdiği hiçbir yatırım kalemini beğenemedim. Sonra kulağıma bir zeytin duası çalındı; Yaşamın zeytin ağacı gibi uzun ömürlü, zeytin tanesi gibi bereketli, zeytinyağı kadar sağlıklı ve zeytin dalının simgesi olan barış ve huzur dolu olsun! İşte oğlum için aradığım anlam tam da buydu. İmkânlarımız gerekli bakım yapılmadığı için son 7-8 senedir kayda değer ürün vermemiş, yaklaşık 100 yaşında ve en lezzetli ancak biraz meşakkatli yapım sürecine sahip Edremit tipi zeytinleri olan hafif yamaç bir araziye denk geldi.
En baskın özelliği detaycı, araştırma ve optimum prosesi belirleme olan eşim tüm Dünya’daki en iyi zeytin tarımı uygulamalarını ve yöredeki geleneksel uygulamaları inceledikten sonra arazimizin bakımı için kollarını sıvadı. Kendisine bu süreçte yardımcı olamıyordum. Çünkü ikinci mucizemizin hayatımıza katılması için bekleme sürecine girmiştim. Elbette ki hedefimiz onu da hayatımızın gerçekliğine en kısa sürede alıştırmaktı. Bu arada hasat zamanı gelmiş, biz heyecanla yollara dökülmüştük. Bir yandan Ege’ nin muhteşem sonbahar günlerine tanıklık ediyor bir yandan zeytinlerimizin özenle dalından koparılıp üzerine toz dahi konmasına müsaade etmeden kasalara yerleştirilişini keyifle izliyorduk. 1 ağaç, 2 ağaç, 3 ağaç derken tüm ağaçlar toplandıktan sonra arkamıza dönüp baktığımızda inanılmaz miktarda zeytinle baş başa kaldık. Her biri bizim için o kadar kıymetliydi ki herhangi bir toplama noktasına verecek değeri bir türlü belirleyemiyorduk. Tabi bu süreçte hayatımızın her anında varlıklarını hiçbir şeye değişmeyeceğimiz ailelerimiz ve dostlarımız da bizim heyecanımızı yakından paylaşıyordu. Onların da önerileri ile hasatımızı kimselere yar etmeden Ankara’ ya getirdik. Rahmetli dedemin formulü ile siyah zeytin ve yeşil zeytini ve tabiki soğuk sıkım ile zeytinyağımızı özenle hazırladıktan sonra ürünlerimizi yakın çevremiz ile buluşturduk. Daha önce hiç böyle lezzeti tecrübe etmediklerini bize yazılı, sözlü, resimli olarak o kadar güzel ifade edenler oldu ki bu geri bildirimler bize haklı bir gurur yaşattı.
Yazın çalışıp kışın dinlenen Ağustos böceği misali bu yıl yeni hasat dönemini heyecanla beklerken geçtiğimiz yıl tecrübe ettikleri lezzeti sabırsızlıkla bekleyen güzel dostlarımızın önerileri ile ürünlerimize bir kimlik kazandırmak istedik. Pek çok dostumuz ve aile fertlerimizle uzun bir marka belirleme maratonu başladı. Bizi en iyi anlatacak ismi bulmayı hedefliyorduk. Ve sonunda her konuda ailesini “en güzeli” ile buluşturmayı hedefleyen nadide insanlarla zeytunizade markası altında buluşmaya karar verdik. Çok keyifli ve çok heyecanlıyız… Şu an kendi mutfaklarında hazırlanmış gibi güvenle ürünümüzü tüketen dostlarımız için hazırlıklar yapılıyor. Eğer sizler de DEDE formülü ANNE yapımı ürünlerimiz ile tanışmak isterseniz bu platformumuzu incelemeye devam ediniz.